Adolesan dönem genellikle çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi olarak kabul edilip gerçekte fiziksel, psikolojik ve sosyal olgunluğa erişmenin tamamlandığı bir dönemdir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10-19 yaş grubu “adolesan” yaş grubu olarak,15-24 yaş grubu ise “gençlik” dönemi olarak tanımlanmaktadır. Bu dönem bireyler ne çocuk ne de erişkin olarak kabul edilmektedir. Adolesan bu dönemde çok önemli sağlığını riske atacak davranış modelleri geliştirmektedir. Ancak önemli olan adolesanın bunu bir sorun olarak görmemesidir. Bu dönemde karşılaşılan bu sağlık sorunları ve riskli davranışlar bireyin ileri dönemde de sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, bu dönem, bireyin hayatındaki en önemli süreçlerden birisidir.
Ergenlerin psikososyal, gelişimsel ve üreme sağlığı alanında çocuklardan ve erişkinlerden farklı olarak birtakım özel ihtiyaçları bulunmaktadır. Dolayısıyla bu ihtiyaçlarının karşılanması, sadece adolesanların sağlığı için değil; gelecek nesillerin sağlıklı olması için de gereklidir. Türkiye nüfusunun yaklaşık % 41’ ini yani beşte birisini 10 – 19 yaş arası adölesanlar oluşturmaktadır. Bu kadar büyük bir nüfusu oluşturan adolesanların bugünkü sağlık sorunlarının bugün çözümlenmesinin, geleceğin erişkinlerinin sağlığı içinde ne kadar önemli olduğu görülmektedir.
Dünyada tüm hastalıkların yaklaşık %10’u 10-19 yaş grubundaki gençlerin sorunları nedeniyle oluşmaktadır.
- Adolesanlar arasında beslenme bozuklukları (aşırı diyet ve zayıflık veya aşırı şişmanlık) giderek artmaktadır.
- Kötü sosyoekonomik koşullarda yaşayan gençler arasında davranışsal sorunların görülmesi ve psikiyatrik bozukluklara yakalanma olasılığı daha yüksektir.
Güneydoğu Asya’da 13-15 yaş arası erkek ergenlerin %30’u tütün ürünleri kullanmaktadır. Ülkemizde de durum çok farklı değildir ve adolesanların yaklaşık üçte birisinin sigara kullandığı ve sigaraya başlama yaşının 13 yaşa indiği çalışmalarla bildirilmektedir. Bu sonuç da, özellikle gelişmekte olan ülkelerde tütün endüstrisinin gençleri sigaraya alıştırma çabalarının ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesidir. - Kitle iletişim araçları tarafından yaratılan rol modelleri de adolesanların ahlaki ve etik değerlerinin gelişimini etkileyerek adolesanların şiddet ve risk alma davranışlarını arttırabilmektedir. Dünyada, bu yaş grubunda intiharlar ikinci sırada olup geçen her 5 dakika içinde 40 genç insanın intihara teşebbüs ettiği tahmin edilmektedir.
- İçki içmeye 15 yaş ve altında başlamış olan gençlerin ileride alkolik olma olasılığı 21 yaş ve sonrasında başlayanlara göre dört kat daha fazladır.
Dünyada 15-19 yaşlar arasında 14,3 milyon anne bulunmakta olup bu anneler, 20 yaşın üzerindekilere kıyasla, gebelik ve doğuma bağlı nedenlerle iki kat daha fazla ölmektedir. Anne ölümleri, 19 yaş ve altındaki grupta ise beş kez daha fazla meydana gelmektedir. Her yıl güvenli olmayan 20 milyon düşük vakasının %25’ini 15-19 yaş kızlar oluşturmaktadır. - Dünyadaki 340 milyon cinsel yolla bulaşan hastalığın üçte biri ergenler arasında görülmekte olup, her gün yaklaşık yarım milyon genç insan bu hastalıklara yakalanmaktadır. Bu da günde yaklaşık her 20 gençten biri demektir.
• Dünyada, yılda görülen 2,4 milyon yeni HIV enfeksiyonunun yaklaşık yarısı 15-24 yaşlar arasında görülmektedir. Her gün, 4 bin gencin HIV/AIDS ile teması olduğu tahmin edilmektedir.
Adolesan çağının, gençlerin cinsel gelişimi tanıması ve bu konuda yaşayacakları yersiz, korku ve endişelerin yok edilmesi ile olası problemlerinin erken tanı ve tedavisine başlanması açısından büyük öneme sahiptir. “Gençlerin kendi cinselliklerini huzurlu ve sorumluluk sahibi bir şekilde yaşamaları için ergenlik çağından itibaren gereken eğitim ve hizmeti alabilmesine özen gösterilmelidir”
Sonuç olarak adolesan dönem, özel sorunları ile ön plana çıkan önemli bir dönemdir. Genç dostu bir sağlık merkezinin gençlerin kendilerini tanımaları, arkadaş ve aileleri ile sağlıklı iletişim kurabilmeleri adolesan dönem sorunlarının çok daha kolay çözümlenmesi için büyük yararı olacağına inanıyorum.
Ailelerin, çocuklarının normal gelişim izlemlerini yaptırmaları, büyümelerini takip edebilmeleri ve fiziksel veya ruhsal sorunları ile başa çıkmada yetersiz kalmaları durumunda, Üniversitemiz Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesinde kurulan 10 – 19 yaş arası Adölesan (Ergen) Danışma Merkezi’ne başvurmasını bekliyoruz.